Hırvatistan Tarihi

Hırvatistan Tarihine Genel Bir Bakış

Hırvatistan, Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında yıkılmasının ardından 610-641 yılları arasında Hırvatların günümüz Hırvatistan topraklarına göç etmesi ile başlayarak başlayarak günümüze kadar uzanan yaklaşık 1400 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tüm uygarlıkların tarihinde olduğu gibi Hırvatistan’ın günümüze kadar uzanan tarihinde de katliamlar, kıtlıklar, savaşlar gibi ulusun tarihinde iz bırakan derin anlam ifade eden olaylar yaşanmıştır.

Hırvatların Kökeni Nedir?

Hırvatlar, gnümüzde yoğun olarak Hırvatistan ve Bosna Hersek topraklarında yaşamakta ve Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan, İtalya, Karadağ, Romanya, Sırbistan, Slovakya ve Slovenya gibi bazı komşu ülkelerde de azınlık olarak tanınmaktadırlar.

Hırvatistan’ın ve Hırvatların ismi dünya dillerine Hırvatların yerel etnik adı olan “Hrvati” kelimesinin bir türevi olarak geçmiştir. Hırvat kelimesinin etimolojik kökeni konusunda birçok tez ileri sürülmüşse de anlaşmazlıklar halen devam etmektedir. Günümüzde en Hırvat kelimesinin etimolojik kökeni konusunda en çok kabul gören teori ismin İran kökenli olduğuna ilişkindir. Dilbilimci Max Vasmer, Hırvat kelimesinin Eski İran dilinde “çoban” anlamına gelen “haurvatā” ya da “arkadaş” anlamına gelen “hu-urvatha” kelimelerinden üretildiğini ileri sürmüştür.

Boşnaklar, Bulgarlar, Makedonlar, Pomaklar, Sırplar, Slovenler ve Karadağlılar ile birlikte Slav ırkının güney kolunu oluşturan ve bu nedenle Güney Slavları olarak da bilinen Hırvatların 7. yüzyılda günümüz Hırvatistan topraklarına yerleştikleri bilinmektedir. Orta Çağ’ın ilk yüzyıllarında gerçekleşen Slav göçlerinin kökeni ve zamanlaması tartışmalı olmakla birlikte en eski Slav yerleşimlerinin Tuna ve Karpat bölgelerinde olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.

Hırvat Ne Demektir?

Hırvat ya da Hırvatça “Hrvati“ kelimesinin etimolojik kökeni konusunda tartışmalar günümüzden hala devam etmektedir. Hırvat isminin etimolojik kökeni konusunda tarih boyunca pek çok tez ileri sürülmüş olup kelimenin etimolojik kökeninin İran diline dayandığı günümüzde en çok kabul gören teoridir. Günümüzde Hırvat isminin kökeni hususunda; dilbilimci Max Vasmer’in Hırvat kelimesinin Eski İran Dilinde “çoban” anlamına gelen “haurvatā” kelimesinden ya da “arkadaş” anlamına gelen “hu-urvatha” kelimesiden türetildiğine ilişkin görüşü ile dilbilimci Oleg Trubachyov’un Hırvat kelimesinin Eski İran Dilinde “kadınlar açısından zengin, kadınlar tarafından yönetilen” anlamına gelen “xar-va(n)t” kelimesinden türetildiğine ilişkin görüşü kabul görmektedir.

Tarih Öncesi Dönemde Hırvatistan

Hırvatistan, Taş Devri’nden Hırvatların günümüz Hırvatistan topraklarına yerleştiği Göçler Dönemi’ne kadar tarih öncesi dönem boyunca çeşitli topluluklara ev sahipliği yapmıştır. Kuzey Hırvatistan’da Orta Paleolitik Döneme ait çok iyi korunmuş neanderthal fosilleri keşfedilmiştir. Hırvatistan’da bulunan Krapina Neanderthal Alanı, bilinen en büyük neanderthal kalıntılarına sahiptir.

Tarih öncesi dönem boyunca yerleşimin olduğu Hırvatistan’ın tüm bölgelerinde çeşitli neolitik ve kalkolitik kültürlerin kalıntıları bulunmuş olup Hırvatistan özellikle kuzey bölgelerindeki vadilerde büyük ve önemli sit alanlarına ev sahipliği yapmaktadır.

Hırvatistan, milattan önce yaklaşık 730 yılında İliryalılar tarafından sahiplenilmiştir. İlirya, milattan önce 168 yılında Romalılar tarafından fethedilene kadar günümüz Hırvatistan topraklarında bağımsız olarak varlığını korumuştur.

Roma Eyaleti Pannonia ve Dalmaçya

Dalmaçya’nın milattan önce 4. yüzyıldan 220-168 yılları arasında vuku bulan ve tarihte İlirya Savaşları olarak bilinen savaşlara kadar günümüz Hırvatistan topraklarında bağımsız bir devlet olan İlirya Krallığı’nın kuzey bölgesi olduğu bilinmektedir. İlirya Savaşlarından sonra Roma Cumhuriyeti, Neretva Nehrinin güneyinde hakimiyet elde etmiş ve zaman içerisinde Neretva Nehri’nin kuzeyinde de egemenliğini sağlayarak milattan önce 32-37 yıllarında bölgede Dalmaçya’yı da içine alan Illyricum eyaletini kurmuştur.

Roma eyaleti Illyricum’un bir parçası olan Dalmaçya bölgesinde, milattan sonra 6 ve 9 yıllarında Dalmaçyalılar ve Panonyalıların çıkardığı isyanlar sonucunda milattan sonra 10 yılında yüzyılda Illyricum eyaleti Pannonia ve Dalmaçya olmak üzere iki eyalete ayrılmıştır. Dalmaçya eyaleti, Dinar Alpleri ile doğu Adriyatik kıyılarının çoğunu kapsayacak şekilde iç bölgelere yayılmıştır.

Dalmaçya, 535 yılına kadar Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ortaya çıkmış bir Cermen kabilesi olan Ostrogotlar tarafından yönetilmiştir. 535 yılında I. Justinianus tarafından Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği altına alınan Bizans İmparatorluğu’nun Hırvatistan’da Roma dönemi milattan sonra 6. ve 7. yüzyıllarda gerçekleştiği tahmin edilen Avar ve Hırvat akınları ve hemen hemen tüm Roma kentlerinin yıkılmasıyla sona ermiştir.

Erken Ortaçağ’da Hırvatistan (925’e kadar)

Erken Orta Çağ’da Hırvatistan’a Polonya’nın güneyinden geldikleri tahmin edilen Avar ve Hırvat akınları başlamıştır. Bizans İmparatoru VII. Konstantin tarafından kaleme alınan De Administrando Imperio isimli esere göre 7. yüzyılın başarında Hırvatistan, Polonya’nın güneyinden Hırvat göçü almıştır.

Hırvat göçlerinin ardından Hırvatistan üzerindeki Roma egemenliği zayıflamış ve Hırvatistan’da düklük kurulmuştur. Papa ve Bizans’ın desteğiyle 785-802 yılları arasında günümüz Hırvatistan topraklarında hüküm süren Višeslav’ın Hırvatistan’ın ilk düklerinden biri olduğu bilinmektedir. Hırvatistan’ın ilk düklerinden biri olan Višeslav’ın ölümünün ardından Višeslav’ın oğlu olduğu tahmin edilen Borna, 810-821 yılları arasında Hırvatistan’da hüküm sürmüştür.

Hırvatistan Dükanlığı, Borna’dan sonra yeğeni Vladislav tarafından ondan sonra ise yılları arasında hüküm süren Dük Mislav tarafından yönetilmiştir. 835-845 yılları arasında Hırvatistan Dükanlığı’nda hüküm süren Mislav’ın ardından tahta I. Trpimir geçmiştir. 845 yılında tahta çıkan I. Trpimir, Hırvatistan resmi olarak Frank İmparatorluğu’nun vasalı olmasına rağmen, Frank-Bizans çatışmalarını kullanarak dükanlığı kendi başına yönetmiş ve 845-1091 yılında Hırvatistan Düklüğünde ve daha sonra Hırvatistan Krallığı’nda hüküm süren Trpimirović Hanedanı’nı kurmuştur. Trpimirović Hanedanı’ndan Tomislav, 910 yılında Hırvatistan Dükü olmuş ve eski Roma eyaleti Dalmaçya’da kurulmuş bir Ortaçağ devleti olan Hırvatistan Dükalığı, 925 yılında Tomislav yönetimi sırasında bir krallık olmuştur.

Hırvatistan Krallığı (925–1102)

Hırvatistan Krallığı veya Hırvat Krallığı, 925-1102 yılları arasında Orta Avrupa’da günümüz Hırvatistan toprakları ile günümüz Bosna Hersek toprakları üzerinde yaklaşık iki yüzyıl boyunca egemenliğini korumuş bir Orta Çağ devletidir. Hırvatistan, 910 yılında Hırvatistan Dükü olarak tahta çıkan Tomislav saltanatında krallık statüsüne yükselmiştir.

Hırvatistan Krallığı, egemenliği boyunca Bulgarlar, Macar ve Bizanslılar ile dönem dönem çatışma ve dönem dönem de barış veya ittifak kurarak varlığını korumuş; doğu Adriyatik kıyısı üzerinde kontrol için Venedik ile rekabet etmiştir.

Hırvatistan Krallığı, 1058-1074 yıllarında hüküm süren kral IV. Petar Krešimir ve varisi kral Demetrius Zvonimir 11. yüzyılın ikinci yarısında bölgedeki Bizans kontrolünün çöküşüyle Dalmaçya’daki kıyı kentlerinin büyük çoğunluğu üzerinde hakimiyet elde ederek gücünün zirvesine ulaşmıştır.

Hırvatistan Krallığı, 1091 yılına kadar çoğunlukla ilk kral Tomislav’ın da mensubu olduğu Trpimirović Hanedanı tarafından yönetilmiştir. Trpimirović hattından Kral II. Stephen, geç yaşta tahta çıkmış ve 1089-1091 yıllarında iki yıldan az bir süre hüküm sürmüştür. Kral II. Stephen dönemi oldukça olaysız olmasına rağmen varis bırakmadan hayatını kaybetmesi nedeniyle Hırvatistan Krallığı’nda bir veraset krizi vuku bulmuş ve Trpimirović Hanedanı’nın yaşayan erkek üyesi olmadığı için iç savaş patlak vermiştir. 1091 yılında başlayan veraset krizinin ardından Hırvatistan Krallık tacı 1102 yılında Macaristan Kralı Coloman’ın Biograd’da “Hırvatistan ve Dalmaçya Kralı” olarak taç giymesiyle Árpád hanedanının eline geçmiş ve Macaristan Krallığı ile Hırvatistan Krallığı tek bir taç altında birleşmiştir.

Macaristan (1102-1527) ve Venedik Cumhuriyeti ile Birlik

Hırvatistan Krallığı’nın Trpimirović hanedanın son erkek üyesi olan Kral II. Stephen’ın arkasında varis bırakmadan hayatını kaybetmesi üzerine karşı karşıya kaldığı vesayet krizi 1102 yılında Macaristan Kralı Coloman’ın Biograd’da “Hırvatistan ve Dalmaçya Kralı” olarak taç giymesi ile son bulmuştur. Macaristan Kralı Coloman’ın 1102 yılında Hırvatistan Kralı olarak taç giymesi ile Hırvatistan Krallığı, Macaristan Krallığı ile kişisel bir birliğe girmiştir.

Macaristan Krallığı ile birliği yaklaşık dört yüzyıl devam eden Hırvatistan Krallığı, bu süreçte “Sabor” adı verilen parlamento ve “Ban” denilen bir vekil tarafından yönetilmiştir. Hırvatistan’da tahtın el değiştirmesi beraberinde feodalizm ile Frankopan ve Šubić gibi Hırvat soylu ailelerin yükselişini getirmiştir. Feodalizm ile güçlenen Frankopan ve Šubić hanedanları zaman zaman fiili bağımsızlıklarını elde ederek kendi beyliklerini kurmuşlar ve sık sık Ban olarak yönetimde görev almışlardır. Birlik döneminde Hırvatistan Krallığı üzerinde Šubić ailesi özellikle etkili olmuş ve Dalmaçya, Slovenya ile Bosna’nın büyük bölümleri üzerinde kontrol sağlamışlardır.

Hırvatistan’a Macaristan Krallığı ile birlik içerisinde olduğu dört yüzyıl boyunca altın çağını yaşatan hükümdar 1342 yılında geçen ve 1382 yılına kadar tahta kalan Macaristan Kralı I. Lajos olmuştur. Osmanlı tarafından fetih tehdidinin giderek arttığı ve kıyı bölgelerinin kontrolü için Venedik Cumhuriyeti’ne karşı mücadele edildiği dönemde Macaristan ve Hırvatistan krallıklarının üzerinde hak iddiasında bulunan Napoli Kralı Ladislaus, 1409 yılında Bağımsız hale gelen ve üzerinde bir şehir devleti kurulan Dubrovnik haricinde Dalmaçya’nın tamamını Venedik’e satmıştır. Dalmaçya, 1420 yılında 1797 yılına kadar Venedik’in egemenliği altında kalmıştır.

1453 yılında Bizans İmparatorluğunu fetheden ve daha sonra hızla batıya doğru genişleyen Osmanlı, Hırvatistan ve Macaristan’a yağma akınları düzenlemiş ve 1482 yılında Hersek’in büyük bir bölümünü ve Neretva vadisindeki Hırvat kalelerini fethetmiştir. 1483 yılında Hırvat Ban Matthias Geréb ve Frankopanlar liderliğindeki bir ordu yaklaşık akıncı olarak bilinen yaklaşık yedi bin Osmanlı süvarisini yenerek Hırvatistan’ı daha büyük Osmanlı akınlarından koruyan bir barış anlaşması imzalamışlardır.

Habsburg Monarşisinde Hırvatistan (1527–1918)

Hırvatistan, Osmanlı’nın Bizans’ı feth ederek Avrupa’ya akınlar düzenlemeye başlaması ile sınır bölgesi haline gelmiştir. 1492’de Imotski’nin düşmesiyle başlayan süreçte, Hırvatistan Osmanlı ile giderek artan sayıda savaşa girerek ve topraklarını Osmanlı İmparatorluğu’na bırakmak zorunda kalmıştır. Osmanlı Hırvatistan fetihleri sonucu 1526 Mohaç Savaşına olmuş ve 29 Ağustos 1526 gerçekleşen Mohaç Savaşı’nda Hırvatistan ve Macaristan Kral II. Louis’in hayatını kaybetmesi Hırvatistan’da siyasal bir kriz vuku bulmuştur.

Kral II. Louis’in hayatını kaybetmesinin ardından Çetin Kalesi’nde toplanan Hırvat Parlamentosu, Hırvatistan’ı Osmanlı İmparatorluğu’na karşı korurken siyasi haklarına saygı göstermesi şartı ile Avusturya Habsburg Hanedanı’ndan I. Ferdinand’ı Hırvatistan’ın yeni hükümdarı olarak seçmiş ve her iki tacın da Habsburgların elinde birleşmesi ile birlik yeniden kurulmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. yüzyılda Slovenya, batı Bosna ve Lika’yı kapsayacak şekilde genişlemesi Hırvatistan’ın üzerindeki mevcut Osmanlı tehdidini daha da arttırmıştır. 1592 yılında Habsburg Hanedanına bağlı Hırvatistan Krallığı’ndaki Bihaç kentinin Osmanlı İmparatorluğu tarafından kuşatılması ve ele geçirilmesi ile Hırvatistan’ın neredeyse tamamı Osmanlı tarafından fethedilmiş, topraklarının sadece küçük kısımları fethedilmemiş kalmıştır. Osmanlı’yı 1593 yılında Sisak Savaşı’ndan sonra Hırvatistan topraklarında ilk kez başarılı bir şekilde püskürtebilen Hırvatlar, kaybedilen topraklarını kısmen restore etmişlerdir.

Osmanlı İmparatorluğu, 18. yüzyılda Macaristan’dan sürülmüş ve Avusturya İmparatorluğu tarafından kontrol altına alınmıştır. 1791’de imzalanan Sistova Antlaşması ile, Osmanlı’nın elindeki Hırvat topraklarından Donji Lapac ve Cetingrad ile Drežnik Grad ve Jasenovac köyleri Habsburg Monarşisine devredilmiştir. 1797’de Venedik Cumhuriyeti’nin düşmesiyle, Doğu Adriyatik’teki mülkler Fransa ve Avusturya arasında bir anlaşmazlığa konu olmuş ve bu anlaşmazlık sırasında Osmanlılar, Fransız Hırvatistan’a baskın düzenleyerek ve 1809’da Cetingrad’ı tekrar işgal etmişlerdir. Cetingrad’ın Osmanlılar tarafından tekrar işgal edilmesi üzerine Fransız Dükü Auguste Marmont, 5 Mayıs 1810’da Bihaç’ı işgal ederek Osmanlıların Fransız topraklarına akınlarını durdurmaları ve Cetingrad bölgesinden çekilmeleri şartıyla Bihaç’tan çekilmiştir.

Fransız İhtilalı ile birlikte popüleritesi artan milliyetçilik görüşü tüm Avrupa ulusları ile birlikte Hırvatları da etkilemiş ve 19. yüzyılın ortalarında Habsburg Monarşisi’ne karşı Hırvat, Sırp ve Slovenler İlirya Hareketi’ni başlatmışlardır. Sırp milliyetçi Gavrilo Princip’in Saraybosna’da Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ı öldürmesi ile başlayan Birinci Dünya Savaşı, Habsburg Monarşisi’nin sonunu getirmiş ve daha sonra Yugoslavya olarak adlandırılacak olan ayrı bir Güney Slav devletinin kurulmasına yol açmıştır.

Yugoslavya Krallığı (1918–1941)

Yugoslavya Krallığı, Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden sonra Orta Avrupa’da 1918’in sonlarında kurulmuştur. Yugoslavya Krallığı ilk olarak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1918’de eski Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarında Sloven, Hırvat ve Sırp Devletleri’nin geçici olarak birleşmesi ile Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı adı altında ortaya çıkmış olup devletin resmi adı 3 Ekim 1929’da Yugoslavya Krallığı olarak değiştirilmiştir.

Yugoslavya, İkinci Dünya Savaşı’nda 6 Nisan 1941’de Mihver Devletler tarafından işgal edilmiş ve 1943’te partizan direnişi tarafından Demokratik Federal Yugoslavya ilan edilmiştir. Yugoslavya’da monarşi 1945 yılında kaldırılarak komünist bir hükümet kurulmuş ve devlet 1946’da Federal Yugoslavya Halk Cumhuriyeti olarak yeniden adlandırılmıştır.

İkinci Dünya Savaşı ve Hırvatistan Bağımsız Devleti (1941–1945)

İkinci Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya’nın 6 Nisan 1941’de Mihver Devletler tarafından işgal edilmesinin ardından faşist ve aşırı Hırvat milliyetçisi örgüt Ustaşa, Ante Pavelić liderliğindeki Hırvatistan Bağımsız Devleti’ni kurmuştur. Avrupa’daki diğer faşist rejimlerin modelini takip eden Ustaşa, ırk yasalarını yürürlüğe koyarak azınlık Sırpları, Romanları ve Yahudi nüfus ile Hırvat ve Bosnalı Müslümanları hedef alan sekiz toplama kampı kurmuştur. Yaklaşık 330.000 kişiyi katleden Ustaşa’nın ana hedefi Sırplar iken Sırp milliyetçi gruplar ise Lika’nın birçok bölgesinde ve kuzey Dalmaçya’nın bazı bölgelerinde Hırvatlara karşı zulümler gerçekleştirerek tahminen 32.000 Hırvatı öldürmüştür.

Pan-Yugoslav ideolojisine dayanan anti-faşist komünist Partizan hareketi, 1941’in başlarında, Hırvat doğumlu Josip Broz Tito’nun komutasında ortaya çıkarak ve hızla Yugoslavya’nın birçok bölgesine yayılmış ve hareket popülerlik kazanmaya başladıkça Partizanlar, birleşik ama federal bir Yugoslav devletine inanan Hırvatlar, Boşnaklar, Sırplar, Slovenler ve Makedonlardan destek görmüşlerdir. 1943’te Partizan direniş hareketi üstünlük kazanarak 1945’te Sovyet Kızıl Ordusu’nun yardımıyla Mihver güçlerini ve yerel destekçilerini ülkeden atarak Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurmuşlardır.

Sosyalist Yugoslavya (1945–1991)

Sosyalist Yugoslavya Federal Cumhuriyeti; II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan Bosna-Hersek Sosyalist Cumhuriyeti, Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti, Karadağ Sosyalist Cumhuriyeti, Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti, Slovenya Sosyalist Cumhuriyeti ve Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti’nden oluşan ve başkenti Belgrad olan bir federal devlettir. II. Dünya Savaşı devam ederken kurulan ve savaştan sonra sosyalist bir cumhuriyet olan Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin kurucusu ve federe devletidir. Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti; bölge ve nüfus bakımından, Sırbistan Sosyalist Cumhuriyeti’nden sonra Yugoslavya’nın en büyük ikinci cumhuriyeti olmuştur.

Tito’nun LCY Liderliği (1945–1980)

Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurucusu ve federe devleti olduğu Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti, 14 Ocak 1953’ten 4 Mayıs 1980’e kadar Tito olarak tanınan Josip Broz başkanlığında yönetilmiştir.

Hırvatistan’da Tito’nun başkanlığı altında yeni komünist sistem ile birlikte özel sektöre ait fabrikaları ve mülkler kamulaştırılmış, ülke bir yeniden yapılanma sürecinden geçmiş, II. Dünya Savaşı’ndan kurtulmuş, sanayileşme yaşamış ve turizmi geliştirmeye başlamıştır. Hırvatistan’ın sosyalist sistemi görünüşte vatandaşlarına ücretsiz barınma, sağlık, eğitim ve serbest ticaret ve seyahat hakkı sağlamış olmasına rağmen aslında devlet tarafından sağlanan konutlar yetersiz ısı ve sıhhi tesisat nedeniyle yaşanamaz durumda olmuştur, sağlık hizmetleri çoğu zaman antibiyotik bulamamıştır, okullar sosyalist propaganda merkezleri haline gelmiştir ve seyahat özgürlüğü ülkeye ekonomisini ayakta tutabilmek için gerekli olduğundan vatandaşlara tanınmıştır. İfade özgürlüğünün ciddi biçimde kısıtlandığı Hırvatistan Sosyalist Cumhuriyeti’nde parti üyeliği, üniversitelere ve devlet işlerine kabul için bir ön koşul olmuş, özel teşebbüs üzerindeki vergiler genellikle yasaklayıcı olduğundan özel sektör işletmeleri büyümemiştir.

Hırvatistan ekonomisinin öz-yönetim adı verilen ve işçilerin sosyal olarak sahip olunan işletmeleri kontrol ettiği bir tür sosyalizme dönüştüğü 1960’larda ve 1970’lerde sanayi üretiminin birkaç kat artması ve Zagreb’in sanayi miktarı açısından Belgrad’ı geçmesiyle yoğun bir sanayileşme yaşamıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce, insanların büyük çoğunluğunun tarımda çalıştığı Hırvatistan, 1991 yılına kadar tamamen modern bir sanayileşmiş devlete dönüşmüştür.

Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti’nin 1963 Anayasası, ülkedeki Hırvatlar ve Sırplar arasındaki dengeyi sağlamış ancak 1965’ten sonra halkın daha fazla sivil özgürlük ve daha fazla Hırvat özerkliği elde etmek için 1970-71 Hırvat Baharı olarak bilinen gösteriler düzenlemesi 1974’te yeni bir anayasanın onaylanması ile federe cumhuriyetlere daha fazla hak verilmesini sağlamıştır.

Yugoslavya’nın Dağılmasına Kadarki Süreçte Hırvatistan (1980–1991)

Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti başkanı Tito’nun 1980’de hayatını kaybetmesinden sonra Hırvatistan ve diğer federe devletlerde ekonomik, politik ve dini zorlukların artması ile federal hükümet parçalanmaya başlamıştır.

1998-1999 yıllarında gerçekleşen Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’na karşı yürüttüğü operasyona NATO’nun müdahale etmesi ile patlak veren Kosova Savaşı, Hırvatistan ve Slovenya’da çok olumsuz tepkilere yol açmıştır.

13 Aralık 1989’da iktidardaki Hırvatistan Komünistler Birliği, 1990 baharında muhalefetteki siyasi partileri yasallaştırmayı ve serbest seçimler düzenlemeyi kabul etmiş ve bunun ardından 1990 yılında Hırvatistan’da ilk çok partili seçimler gerçekleşmiştir.

Hırvatistan’da ilk çok partili seçimlerden sonra, demokrasiye dayalı bir cumhuriyet için ilk adımlar atılmış ve 1990’daki ilk serbest seçimlerden sonra öncelikle ülke ismindeki “sosyalist” ön eki kaldırılmıştır ve ardından Hırvatistan, Hırvatistan Cumhuriyeti olarak adlandırılarak Hırvatistan’ın bağımsızlığına doğru giden süreç başlatılmıştır.

Hırvatistan Cumhuriyeti (1991–günümüz)

Hırvatistan’da 1990’da gerçekleştirilen ilk çok partili seçimleri Franjo Tudman’ın liderliğinde Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olan Hırvatistan’ın tam bağımsızlığını güvence altına almak isteyen Hırvat Demokrat Birliği kazanarak bağımsız yeni hükümeti tek başına kurmuştur. Hırvat Demokrat Birliği’nin iktidara gelmesi ile Hırvatlar ve Sırplar arasındaki kutuplaşma daha da artmış ve 1991 yılında patlak verecek olan Hırvatistan Sırbistan Savaşı’nın temellerini atmıştır.

Hırvatistan, 19 Mayıs 1991’de gerçekleşen bağımsızlık referandumunda halkın %93.24 oranında bağımsızlık için oy kullanılması üzerine 25 Haziran 1991’de Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etmiştir. Hırvatistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Sırp kontrolündeki Yugoslav Halk Ordusu ve yerel Sırp güçleri ile Hırvatistan arasında Hırvat kaynaklarında “Anavatan Savaşı” olarak geçen savaş patlak vermiştir. 1992 yılında Birleşmiş Milletler önderliğinde Hırvatistan ve Sırbistan arasında ateşkes ilan edilmişse de Yugoslav Halk Ordusu bu defa Bosna Savaşı’nın başlamak üzere olduğu Bosna Hersek’e çekilmiştir.

Hırvatistan’daki silahlı çatışmalar 1995 yılına kadar aralıklı devam etmiş; 1995 Ağustos ayı başlarında Hırvatistan Fırtına Operasyonu ile Sırp güçlerini yenilgiye uğratan Hırvatistan, Sırbistan Bosna Hırvat savaşını sonlandırmıştır.

1995 yılında sona eren Sırbistan Hırvatistan savaşının neticesinde Bağımsız Hırvatistan Devleti kurulmuş ve yeni kurulan Hırvatistan Cumhuriyeti, 1996 ve 1997 yıllarında savaş sonrası toparlanma ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi için çalışmaya başlamıştır. Hırvatistan 1996 yılında Avrupa Konseyi’ne ve 2000 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmuştur.

Hırvatistan’da Siyasi Değişiklikler

Hırvatistan’da 22 Nisan ve 7 Mayıs 1990’da düzenlenen ilk özgür çok partili seçimleri Franjo Tudman’ın Hırvat Demokrat Birliği, oyların %26’sını alan komünist Demokratik Değişim Partisi’ne karşı %42 farkla kazanmış ve bağımsız yeni hükümeti tek başına kurmuştur. Niyeti o zaman Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olan Hırvatistan’ın tam bağımsızlığını güvence altına almak olan Hırvat Demokrat Birliği, ülkedeki etnik Sırplar ve Belgrad’daki federal politikacılar ile karşı karşıya gelmiştir.

Hırvat Demokrat Birliği’nin iktidara gelmesi ile başlayan Hırvatlar ve Sırplar arasındaki kutuplaşma çok kısa bir sürede eyleme dönüşmüş ve Sırplar 25 Temmuz 1990’da Hırvatistan’daki Sırp halkını temsil etmek üzere Hırvatistan’daki Sırp halkının egemenliğini ve özerkliğini talep eden bir Sırp Meclisi kurmuşlardır. 17 Ağustos 1990’da Sırplar, Hırvatistan’dan ayrılmalarının bir ifadesi olarak yollara kütükler yerleştirerek barikatlar kurmuşlar ve tarihe Kütük Devrimi olarak geçecek olayı başlatmışlardır. Hırvat ve Sırp çatışmasında şiddet giderek artmış ve 31 Mart 1991’de ilk ölümcül çatışmalar vuku bulmuştur. Biri Hırvat ve biri Sırp polis memuru olmak üzere iki kişinin öldüğü 31 Mart 1991 olaylarında aralarında daha sonra Sırp Krajina Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olacak Goran Hadžić’de olmak üzere yirmi dokuz Sırp milisi Hırvat güçleri tarafından esir alınmıştır.

19 Mayıs 1991’de Hırvatistan’da ülke seçmeninin %80’inin katılımı ile bağımsızlık referandumu gerçekleşmiş ve %93.24 oranında bağımsızlık için oy kullanılması üzerine 25 Haziran 1991’de Hırvat Parlamentosu Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etmiştir.

Bağımsızlık Savaşı Yıllarında (1991–1995) Hırvatistan

Hırvatistan, 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nden bağımsızlığını ilan etmiştir. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nden bağımsızlığını ilan eden Hırvatistan ile Sırp kontrolündeki Yugoslav Halk Ordusu ve yerel Sırp güçleri arasında Hırvat kaynaklarında “Anavatan Savaşı” Sırp kaynaklarında ise “Hırvatistan Savaşı” olarak geçen Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı vuku bulmuştur. Hırvatistan Sırbistan Savaşı devam ederken 1992 yılında Birleşmiş Milletler önderliğinde ateşkes ilan edilmesi ve Hırvatistan Cumhuriyeti’nin egemen bir devlet olarak uluslararası olarak tanınmasının ardından Birleşmiş Milletler Koruma Gücü (UNPROFOR) Hırvatistan’da konuşlanmıştır.

1992 yılında Hırvatistan ile ateşkes imzalayan Yugoslav Halk Ordusu, Bosna Savaşı’nın başlamak üzere olduğu Bosna Hersek’e çekilmiştir. Hırvatistan; 1992 ve 1993 yıllarında, çoğunlukla Bosnalı Müslümanlar olmak üzere Bosna’dan tahminen 700.000 mülteciyi kabul etmiştir. Hırvatistan’daki silahlı çatışmalar 1995 yılına kadar aralıklı ve çoğunlukla küçük ölçekte devam etmiş; 1995 Ağustos ayı başlarında Hırvatistan Fırtına Operasyonu’nu başlatarak Sırpların elindeki bölgelerin çoğunu geri alarak Sırp nüfusunun kitlesel bir göçüne yol açmıştır. Fırtına Operasyonu sonucunda Sırbistan Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşını sona erdiren Dayton Anlaşması imzalanmıştır.

1995 yılında sona eren Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı’nın neticesinde Bağımsız Hırvatistan Devleti kurulmuştur. Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı’nda 15 bin Hırvat’ın ve 7 bin Sırp’ın hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Savaşın Sona Ermesinden Günümüze Hırvatistan

Hırvatistan Bağımsızlık Savaşı’nın sona ermesinden sonra Hırvatistan Cumhuriyeti, 1996 ve 1997 yıllarında savaş sonrası toparlanma ve ekonomik koşulların iyileştirilmesi için adımlar atmış ve 1996 yılında Avrupa Konseyi’ne üye olmuştur. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti ile eski Krayina Sırp Cumhuriyeti’nin geri kalan kısmı için barışçıl bir yeniden entegrasyon süreci müzakere etmiş ve 12 Kasım 1995’de Erdut Antlaşması imzalanarak 1998 yılında bölge resmen Hırvatistan’a yeniden entegre edilmiştir. Hırvatistan savaş sonrasında ekonomisini toparlamak için bir takım girişimlerde bulunmuş ise de 1998 ve 1999’da ülke binlerce vatandaşın işsiz kalmasına neden olan bir ekonomik bunalım yaşamıştır.

Franjo Tuđman 1999’da ölmüş ve 2000’in başlarındaki parlamento seçimlerinde, Ivica Račan’ın başbakanlığında Hırvatistan Sosyal Demokrat Partisi bir merkez sol koalisyon hükümeti kurmuştur. Račan hükümeti anayasayı değiştirerek, siyasi sistemi başkanlık sisteminden parlamenter sisteme çevirmiş ve yürütmeye yönelik başkanlık yetkilerinin çoğunu cumhurbaşkanından parlamento kurumlarına ve başbakana devretmiştir.

Hırvatistan, Račan hükümeti yönetiminde kayda değer ekonomik büyüme yaşamış, 2000 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmuş ve 2003 yılında Avrupa Birliği’ne katılım süreci başlatılmıştır. Hırvatistan 2011’de Avrupa Birliği ile katılım anlaşması imzalamış ve 1 Temmuz 2013’te Avrupa Birliği’ne katılmıştır.

Temmuz 2020’de yapılan parlamento seçimlerini iktidardaki Hırvat Demokratik Birliği kazanmış olup 2016 yılından bu yana Hırvat Demokratik Birliği liderliğindeki başbakan Andrej Plenković koalisyonu yönetmeye devam etmektedir.

Hırvatistan’da Tarihi Yerler Nerelerdir?

Hırvatistan’daki tarihi yerler aşağıda listelenmiştir.

  • Pula Arena
  • Dubrovnik Surları
  • Lokrum Manastırı
  • Bokar Kalesi
  • Ston Duvarları
  • Aziz John Kalesi
  • Zadar Roman Forum
  • Minčeta Kalesi
  • Augustus Tapınağı

Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa, Hırvatistan’ın Adriyatik Denizi sahilinde bulunan ve Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü bir şehirdir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Dubrovnik’te gezilecek yerler arasında Dubrovnik Surları, Sponza Sarayı, Franciscan Manastırı ve Müzesi ve Stradun Caddesi mutlaka görülmesi gereken yerlerdir.

Utku Urfa Yazan: Utku Urfa

Utku Urfa graduated from Trakya University in 2020 with a bachelor's degree in Translation and Interpreting. After taking the role of both the copywriter and content editor at vizem.net in July 2021, Utku is currently working as EU Area Senior Consultant since July 2022.

Paylaş: